mineral

Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlenir?

Bağışıklık sistemi, hayatta kalmak için mutlaka doğru ve yeterli bir şekilde çalışması gereken bir sistemdir. Bağışıklık sistemi sayesinde vücut, dışarıdan gelebilecek küçük ama zararlı mikroorganizmalardan korunur. Bağışıklık sisteminin yeterince güçlü olmaması, sık hastalanma gibi pek çok soruna yol açar. Kış aylarını yatağa düşmeden, işten okuldan geri kalmadan atlatabilmek için bağışıklık sistemini güçlendirmek yararlı olur. Peki bağışıklık sistemi nedir, nasıl çalışır? Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için neler yapabiliriz? Tüm bu soruların yanıtını yazının ilerleyen bölümlerinde bulabilirsiniz.

Bağışıklık Sistemi Nedir?

Bağışıklık sistemi, vücuda dışarıdan girebilecek zararlı mikroorganizmalara karşı savunma yapma görevini yerine getiren karmaşık bir yapıdır. İmmün sistem de olarak bilinen bağışıklık sistemi, vücudun enfeksiyonlar başta olmak üzere çok sayıda rahatsızlıktan korunmasını sağlar.

Bağışıklık sistemi çok sayıda hücrenin, dokunun ve organın birlikte oluşturduğu bir yapıdır. Bağışıklık sisteminin düzgün bir şekilde çalışması için tüm bu elemanların birbiriyle koordineli çalışması gerekir. Bu koordinasyonun bozulması istenmeyen bir durumdur. Bağışıklık sisteminin güçlü olması ise vücudun sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için olmazsa olmazdır. 

İmmün sistem farklı tipteki hücre ve yapıların bir araya gelmesi ile oluşur. Her hücrenin, her dokunun kendine ait görevleri vardır. Bu görevlerin uyumlu bir şekilde yerine getirilmesiyle vücudun savunma mekanizması kurulmuş olur.

Bağışıklık sistemi doğal ve kazanılmış olarak iki kısma ayrılabilir. Doğal bağışıklık sistemi, vücudun dışarıdan gelebilecek patojenlere karşı doğuştan sahip olduğu savunma mekanizmasıdır. Doğal bağışıklık sisteminin en önemli elemanları arasında deri ve mukoz membranlar yer alır. Bu yapılar, dışarıdan girebilecek mikroorganizmalara karşı fiziksel bir kalkan vazifesi görür. Bu yapılarda yer alan bağışıklık sistemi hücreleri, fiziksel bariyeri aşarak vücut içine sızan patojenleri yakalar ve yok eder. Doğal bağışıklık sistemi, patojenin türüne göre spesifik bir yanıt vermez. Bu nedenle de doğal sistem, patojenlerin tamamen yok edilmesinde her zaman yeterli olmaz. Bu gibi durumlarda devreye kazanılmış bağışıklık sistemi girer. Daha gelişmiş bir yapı olan kazanılmış immün sistem, vücuda giren patojene özel bir cevap üretir. Böylece patojenle daha güçlü bir şekilde savaşılır. Doğal ve kazanılmış bağışıklık sistemi, birbirini tamamlayan iki önemli oluşumdur. Biri olmadan diğeri tam olarak işlev göremez.

Bağışıklık sisteminin en temel elemanlarından biri beyaz kan hücreleridir. Beyaz kan hücreleri kan damarlarında ve lenfatik sistem içerisinde bolca bulunur. Bu hücreler vücuda giren patojenlerin tanınmasından ve yok edilmesinden sorumludur. Beyaz kan hücresi zararlı mikroorganizmayı ya da hasara uğramış bir hücre ile karşılaştığında bu bölgeye toplanmaya başlar. Bu hücreler patojeni yok ederken aynı zamanda diğer bağışıklık hücrelerini de ilgili bölgeye çağıran bazı sinyaller üretir. Böylece vücutta tespit edilen patojene karşı güçlü bir savunma duvarı oluşturulmuş olur. Beyaz kan hücrelerinin depolandığı, diğer bir deyişle yoğun olarak bulunduğu bazı organlar vardır. Beyaz kan hücrelerince zengin bu organlar şu şekilde sıralanabilir:

Akyuvar ya da lökosit adıyla da bilinen beyaz kan hücrelerinin iki temel alt grubu vardır. Bu alt gruplardan ilki fagositlerdir. Fagositler, patojenleri ve patojenlerin enfekte ettiği hücreleri tanıyıp yok etmekten sorumludur. Patojenleri tanıyan fagositler, çeşitli mekanizmalarla bu yapıları içerisine alır ve yok eder. Fagositlerin yaptığı ‘fagositoz’ işlemi Yunanca’daki ‘fago’ yani yemek kelimesinden türemiştir. Dolayısıyla fagositlerin yaptığı iş, patojenleri yiyerek yok etmek olarak düşünülebilir. Fagositlerin farklı çeşitleri vardır:

Lökositlerin yani beyaz kan hücrelerinin diğer ana grubu da lenfositlerdir. Lenfositlerin, vücuda giren patojenlerle tekrar karşılaşılması durumunda daha hızlı cevap verme ve patojenlerin etkilediği hücreleri yok etme gibi farklı fonksiyonları vardır. Lenfosit tipleri kısaca şu şekildedir:

Bağışıklık Sistemi Ne İşe Yaramaktadır?

Bağışıklık sisteminin ana görevi vücuda giren patojenleri tanımak ve bu patojenlerin vücuda zarar vermesinin önüne geçmektir. İmmün sistemin vücudun kendi hücreleri ile vücuda dışarıdan giren hücreleri, mikroorganizmaları tanıma yetisi vardır. Yani bağışıklık hücreleri kendinden olanı ve olmayanı ayırt edebilir. Vücuda giren patojenlerin üzerindeki antijen adı verilen proteinler, lökositler için yabancıdır. Bu yabancı antijeni tanıyan beyaz kan hücreleri patojeni yok etmek için çalışmalara başlar. Böylece vücuda giren virüs, bakteri, mantar; kişinin kendi hücrelerine zarar vermeden yok edilir. Aynı zamanda B lenfositlerle de yabancı antijene karşı antikor üretir. Bu sayede ilgili antijen vücuda tekrar girdiğinde bağışıklık sistemi çok daha hızlı bir şekilde bu patojene yanıt verir. Bağışıklık sisteminin bu özelliği aşıların da etki mekanizmasını oluşturur.

Bağışıklık sistemi sadece vücuda giren virüs, bakteri ve mantar gibi yabancı mikroorganizmaları yok etmekle kalmaz. Vücuda giren bu mikroorganizmalar bazen yaşamlarını devam ettirebilmek için insan hücrelerinin içerisine girer. Bu durumda bağışıklık sistemi mikroorganizmayla enfekte olmuş, hasar görmüş hücrelerin tanınıp yok edilmesinden de sorumludur.

Geçmiş yıllarda bağışıklık sisteminin sadece mikroorganizmalarla dolayısıyla da enfeksiyonla savaşta görevli olduğu düşünülmekteydi. Ancak yapılan araştırmalar bağışıklık sisteminin farklı sebeplerle hasara uğramış vücut hücrelerinin yok edilmesinde de rol oynadığını ortaya koymuştur. Vücut hücreleri, genetik veya metabolik nedenlerle hasara uğrayabilir. Bu tarz durumlarda hücre ‘programlanmış ölüm’ adı verilen mekanizmalarla kendi kendini yok eder. Burada amaç hasarlı hücrenin çevreye olan olumsuz etkisini minimumda tutmak istemesidir. İşte bu ‘proglanmış ölüm’ sonrasında hücreden geriye kalan yapıların temizlenmesinde de bağışıklık sisteminin rolü vardır. İmmün sistem ayrıca hasarlı vücut hücrelerinin tespitinde de önemlidir. Dolayısıyla bağışıklık sistemi, vücutta çok sayıda farklı alanda görev yapar.

Bağışıklık Sistemi Neden Zayıflayabilir?

İmmün sistem oldukça karmaşık bir yapıdır. Bağışıklık sistemini oluşturan hücreler arasında hassas bir denge söz konusudur. Lökositlerin sadece bir alt grubundaki bir azlık dahi tüm bu hassas dengeyi bozarak bağışıklık sistemini zayıflatabilir. 

İmmün sistemin güçlü olabilmesi için bağışıklık elemanlarının hem nicelik hem de nitelik bakımından yeterli olması gerekir. Vücuda patojen girdiğinde görevli hücrenin bunu kısa sürede tanıması, diğer hücrelere haber vermek için çeşitli kimyasallar salgılaması ve savunma hücrelerinin patojenin olduğu bölgeye gelerek çoğalması gerekir. Hücrelerde tüm bu tanıma, haber verme ve çoğalma işlemleri için oldukça karmaşık metabolik yolaklar aktive edilir. Yolaklarda görevli enzimlerden birinin tam çalışmaması, hücrelerin çoğalmasında görevli moleküllerin eksikliği gibi küçük ama oldukça önemli olan detaylar; bağışıklık sisteminin yeterince çalışmamasına yol açabilir.

Beslenme ve uyku düzeni de bağışıklık elemanlarının yeterli olması için oldukça önemlidir. Yetersiz beslenme, uykusuzluk gibi basit hayat tarzı değişiklikleri ile düzeltilebilecek durumlar da bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Bebeklerde, çocuklarda ve yaşlılarda; yaşa bağlı olarak bağışıklık sistemi daha güçsüz olabilir. Bebeklik ve çocuklukta immün sistemin henüz yeterince çok çeşitte antijenle karşılaşmamış olması, bağışıklığın tam anlamıyla olgunlaşmamasına sebebiyet verir. Yaşlılarda ise bağışıklık elemanlarının fonksiyonlardaki azalma vücudun savunma mekanizmalarını güçsüzleştirebilir.

Zayıf bir bağışıklık sistemi, kişilerin sık sık hastalanmasına yol açabilir. Sık hastalanma çocukların eğitimden, yetişkinlerin iş hayatından geri kalması anlamına gelir. Sürekli hasta olmak sosyal hayattan da uzaklaşmaya neden olur. Çocuklar arkadaşlarıyla oyun oynayamaz, yetişkinler arkadaşlarıyla yemek yiyemez hale gelir. Sık hastalanmasının hayat kalitesi üzerindeki bu olumsuz etkilerinden korunmanın en kolay yolu bağışıklık sistemini güçlü tutmaktır.

Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlenir?

Bağışıklık sistemi vücudu korumak için oldukça yoğun bir şekilde çalışır. Ancak bazı zamanlarda bu yoğun çalışma sekteye uğrayabilir ve vücudun savunma gücü azalabilir. Özellikle havaların soğuması ve beraberinde gelen enfeksiyon hastalıklarındaki artış, güçlü bir bağışıklığa olan ihtiyacı artırır. Peki bağışıklık sistemi nasıl güçlenir?

İmmün sistemi güçlendirmek, vücudun savunma direncini artırmak için oldukça basit ama etkili yöntemler vardır. Güçlü bir bağışıklık için yapılması önerilen uygulamalar şu şekildedir:

Pharmaton® Vitality® Tablet etkinliği klinik olarak kanıtlanmış Ginseng G115®, 12 Vitamin ve 6 Mineral içeren Takviye Edici Gıdadır.

Pharmaton® Vitality® Tablet içeriğindeki C, B1, B2, B3, B5, B6, B12 vitaminleri ve Biotin, Demir, Magnezyum, Manganez, Bakır normal enerji oluşum metabolizmasına katkıda bulunur. İçeriğindeki B2, B3, B6, B12, C vitaminleri ve Folik Asit, Demir yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına katkıda bulunur. İçeriğinde bulunan A, B6, B12, C, D vitaminleri ve Demir, Çinko, Bakır, Selenyum, bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna katkıda bulunur. Günlük kullanıma uygundur.

Günde 1 Pharmaton®; sabahları tercihen kahvaltıda su ile tüketilmelidir. Herkesin günlük kullanımına uygundur.

Pharmaton® Vitality® Tablet gluten içermemektedir, çölyak hastaları kullanabilir.

Pharmaton®, kullanıcıların ihtiyacına yönelik farklı ürünleriyle raflardaki yerini almıştır. Gereksiniminize uygun Pharmaton ürününü satın almak için size en yakın eczaneye uğrayabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz.

Yayınlama Tarihi: 2023-03-27
Son güncellenme Tarihi: 2023-06-01

Nereden Satın Alabilirim?

Pharmaton®’u eczanelerden satın alabilirsiniz.

Size en yakın eczaneyi bulmak için tıklayın.

Eczane bul